Mutlu Aile İçin Sihirli Formül: Bire Beş
Bu formül çok uzun yıllardır mutlu çiftlerle, mutsuz çiftlerin ilişkilerini gözlemleyen ve ilişkiler üzerine dünyanın sayılı uzmanlarından kabul edilen Dr. John Gottman tarafından geliştirilmiş.
Uzun yıllar boyunca yaptığı araştırmalar ve gözlemleri sonucunda bir çiftin boşanıp boşanmayacağını Dr. Gottman bu sihirli “Bire Beş” oranıyla tahmin eder olmuş.
İlişkilerinde her yaşanan 1 negatif ana karşılık, 5 pozitif an yaşayan çiftlerin ilişkilerinin dengeli ve huzurlu devam ettiğini, ama negatif anların pozitif anlarla eş veya daha fazla olduğu ilişkilerin ya ömür boyu mutsuz devam ettiğini, ya da aldatma veya boşanma ile sonuçlandığını gözlemlemiş.
Yani Dr. Gottman bize, ilişkilerdeki mutluluğun ve uyumun, günlük olarak ne sıklıkta pozitif ve negatif anlardan oluştuğuna bağlı olduğunu söylüyor.
İlişkilerde arada sırada anlaşmazlıkların, negatif anların kaçınılmaz olduğunu ve hatta gerekli olduğunu, ancak bu anları bilinçli bir şekilde bol bol pozitif anlarla telafi ederek, ilişkimizin genel huzurunu koruyabileceğimizi söylüyor.
Ben de buna yürekten katılıyorum ve inanıyorum.
Hatta, bu formülün sadece eşimizle olan ilişkimize değil, çocuklarımızla olan ilişkimize de uygulanabilir olduğunu düşünüyorum.
Tabii burada bence önemli olan sayılardan çok niyet.
Yani bu bazen ikiye altı olur, bazen bire dört olur… Zaten gerçekçi olalım, her an durup bunları sayacak halimiz yok.
Ama bu mantığı ve niyeti, yani “ben ailemle olan iletişimimde pozitif anların negatiflerden çok çok daha fazla olmasını istiyorum” düşüncesini bilinçli bir şekilde uygulamaya çalıştığınız zaman, zaten saymaya gerek kalmıyor.
Çocuğunuzla o anda odasını toplaması için bir istek belirtmişseniz veya yemekten önce şeker yemesini istemediğiniz konusunda bir anlaşmazlığınız olmuşsa, artık biliyorsunuz ki, başka bir istek belirtmeden önce birkaç tane olumlu, sizi yakınlaştıracak harekette bulunmak çok faydalı.
Bu bir öpücük olabilir, sarılmak olabilir, beraber şarkı söylemek olabilir, onu bir konuda takdir etmek olabilir… Pozitif olmak istedikten sonra, arayan bulur.
Keza eşinizle de uygulama benzer. Farklı düşündüğünüz bir konudaki tartışmanızın ardından, yeni tartışmalara girişmeden, hemen “pozitif” dedektifliğine başlamak, yine bir dokunuş, bir gülümseme, bir takdir cümlesi, sıcacık bir göz teması, bir el tavla atmak veya kalplerinizi yakınlaştıran başka bir iletişim şekli ile tekrar huzuru yakalamak.
Farkında olmadan, gerek çocuğumuza, gerekse eşimize yönelttiğimiz nefes aldırmayan, ardı arkası kesilmeyen, istekler, talepler, beklentiler, eleştiriler, komutlarımız hem bizi, hem de onları boğuyor, yoruyor.
Aynı şekilde onlardan gelenler de bizi.
Hatta o kadar yoruyor ki, bunlar arasında birbirimize iki güzel kelime edecek enerjimiz ve zamanımız kalmıyor.
İşte aile huzurunun sihirli formülü bu.
Dokunuşları, gülüşleri, takdir ve sevgi sözlerini de ihmal etmeyip, bol bol isteklerimiz ve beklentilerimiz arasına serpiştirmek.
İşte ben bu “Bire Beş” formülünü bana bunu hatırlattığı için çok seviyorum.
Sayıları tam sayıp takip etmesem de, hem eşimle, hem de çocuklarımla olan ilişkimde, geri planda aklımın bir köşesinde bana hep hayatımın büyük resmini ve neyin daha önemli olduğunu hatırlatıyor.
Daha önemli olan da onlarla olan ilişkimin “sıcaklığı ve yakınlığı”.
Sonra nasıl oluyorsa oluyor ve ben onların “eksiklerinin, açıklarının ve yanlışlarının” dedektifi olmak yerine, “çabalarının ve iyi yaptıklarının” dedektifi olmayı seçtikçe, zor anlarımız azalıyor, huzurlu anlarımız artıyor.
Onların da bana olan yaklaşımı çok daha pozitif ve yapıcı hale geliyor.
Ailedeki uyum ve keyif artıyor.
Sizce tesadüf mü? Yoksa bire beş mi?
Benim için cevap net; çünkü bunun kanıtlarını hergün hayatımda görüyorum.
“Ahu, hepsi güzel de, ben günlük hayat telaşında tüm bunları unutuyorum” diyorsanız, buzdolabınızın üzerine veya banyoda aynanıza veya sık baktığınız başka bir yere “bire beş” yazısını not olarak asabilirsiniz, veya hatırlamak için size uyan başka ne yöntem varsa onu kullanabilirsiniz.
Gerçekten hatırlamak istedikten sonra elbet bir yol bulunur.
Sevgilerimle
Ahu