Hayat “Ya Hep, Ya Hiç” Olmak Zorunda Değil
Farkında olmadan birçoğumuzun hayata bakış şekli bu aslında: Ya hep, ya hiç.
Fakat maalesef bu bakış açısı bizi uçlara götüren, hayata, kendimize ve insanlara karşı esnekliğimizi kaybettiren, hedeflerimizi yarıda bırakmamıza sebep olan, iç huzurumuzu çalan ve stres seviyemizi yükselten bir bakış açısı.
Halbuki hayat “ya hep, ya hiç” olmak zorunda değil.
Aynı anda bir şeyden hem korkup hem de onun cesaretle üzerine gidip gerçekleştirebiliriz. Yani ya sadece cesur ya da sadece korkak olmak zorunda değiliz.
Büyük bir topluluk önünde sunum yapacak olmak bizi korkutuyor olabilir ama hala cesaretimizi toplayıp korkumuza rağmen bunu yapabiliriz.
Veya yamaç paraşütü yapma fikri bizi korkutuyor olabilir ama hala cesaretimizi toplayıp korkumuza rağmen bu muhteşem deneyimi yaşayabiliriz.
Cesaret ve korku aynı anda içimizde varolabilir.
Çocuğumuza karşı aynı anda hem sevgi dolu, hem de disiplinli davranabiliriz.
Yani kuralları ve sınırları şefkatle uygulayabiliriz.
Ya sadece katı disiplinli askeri sistem veya sadece çocuğunun her istediğini yapan yumuşak ebeveyn olmak zorunda değiliz.
Eğer gerçekten istersek hem kendimize, hem de çocuğumuza zaman ayırabiliriz.
Ya çocuğunu ihmal eden, ya da saçını süpürge eden anne olmak zorunda değiliz. Herkesin ihtiyaçları var, sağlıklı bir planlama ve denge ile, herkesin ihtiyaçları karşılanabilir.
Düzen ve esneklik bir arada barınabilir.
Yani özellikle çocuklu hayatta çok önemli olan günlük bir düzen/rutin kurup ama arada duruma göre arada sırada düzen dışı şeyler de yapabiliriz, esnek davranabiliriz.
Yani ne tamamen düzensiz bir hayatla sürekli kaos ve stres yaşamak, ne de tamamen düzenli bir sistemle katı ve sıkıcı bir hayat yaşamak zorundayız. Düzen ve esneklik bir arada varolabilir.
Sağlıklı beslenme ve sağlıksız gıdalar aynı anda hayatımızda varolabilir.
Çok özel bir sağlık sorunumuz olmadığı sürece beslenmemizin ortalama %70’ini sağlıklı ve besleyici gıdalarla gerçekleştirip, yine bir %30 sağlıksız gıda payımız olabilir.
Yani ya illa hiç ekmek, makarna, tatlı yemediğimiz katı diyetler yapmak, ya da herşeyi boşverip sürekli sağlıksız şeyler yemek zorunda değiliz. İkisi de hayatımızda gayet güzel barınabilir.
İlla ya haftada 5 gün ağır spor yapmak veya bunu yapamıyoruz diye hiç hareket etmemek durumunda değiliz. Haftada 1 gün 30 dakikalık bir yürüyüş yapmak, mümkün olduğunca merdivenleri kullanmak, evde müziği açıp dansetmek şeklinde birçok yolla vücudumuzu istersek hareket halinde tutabiliriz.
Örnekler sonsuz ama anafikir aynı.
Birbiriyle karşıt gibi görünen birçok şey aslında aynı anda hayatımızda varolabilir. İlla her zaman biri veya diğeri olmak zorunda değil. Hayatımızı hep uç noktalarda yaşamak, kendimize ve etrafımıza ızdırap yaşatmak zorunda değiliz.
İstersek hayatımızın her alanında sağlıklı dengeler kurmak gayet mümkün.
Ama önce uçlarda yaşadığımız noktaların farkına varıp, bunlarla ilgili bize daha fazla huzur ve mutluluk getirecek adımları atmaya başlamak gerekiyor.
Sevgilerimle
Ahu