Çocuklarımızın Özgüvenini Arttırmak İçin Hangi Cümle Daha Etkili?

çocuk | gelişim

Aşağıdaki 2 cümle birbirlerine çok benzemekle beraber, çocuklarımızın özgüvenlerinde yarattıkları etki oldukça farklı:

Cümle 1: Seninle gurur duyuyorum.

Cümle 2: Kendinle gurur duymalısın.

Sizi bilmem ama ben yıllar boyu bu Cümle 2’nin varlığından bile haberdar değildim ve otomatik olarak dilimin ucuna ilk gelen cümle hep Cümle 1 yani “seninle gurur duyuyorum” oldu.

Ta ki güvenerek okuduğum birçok kaynaktan çocuklar için bunun pek de iyi bir şey olmadığını öğrenene kadar.

Gerçi itiraf edeyim aslında hala dilimin ucuna ilk o cümle gelir ama artık çoğu zaman dilimin ucunu ısırıyorum ve “Seninle gurur duyuyorum” yerine, “Kendinle gurur duymalısın, tebrikler, emeklerinin karşılığını aldığın için senin adına çok mutluyum” veya buna benzer başka bir cümle kullanıyorum.

Neden mi?

Çünkü “seninle gurur duyuyorum” demek “BEN seninle gurur duyuyorum” demek.

Dikkat ettiyseniz bu cümlenin odağındaki kişi çocuğumuz değil biziz aslında. Ön planda olan şey çocuğumuzun başarısı ile ilgili bizim düşüncelerimiz ve bizim hissettiklerimiz. Hatta belki de kendimizle ilgili hissettiğimiz gurur, ne de olsa bizim çocuğumuz.

Pozitif gibi görünse de dışarıdan gelen bir yargı ve onay var. Çocuğun kendini başarılı ve gururlu hissetme kriteri ailesinin veya başkalarının onun başarısı ile ilgili hissettikleri, onun kendi ile ilgili hissettikleri değil.

Bu da çocuğu başkalarının onay ve yargılarına gereğinden fazla önem verecek şekilde eğitiyor. Çocuğun başarı motivasyonu kendi kişisel tatmininden ziyade, anne babasından duyacağı “seninle gurur duyuyorum” takdir cümlesini elde etmeye dönük olabiliyor. Çocuğun özgüveni, yani kendine duyduğu güven, başkalarının onunla ilgili olan fikirlerinden geçmeye başlayabiliyor. Bunu hiçbir ebeveynin çocuğu için isteyeceğini tahmin etmiyorum.

Diğer taraftan “Kendinle gurur duymalısın” demek “SEN kendinle gurur duymalısın” demek.

Cümlenin odak noktası çocuğun kendisi, onun kendi başarısı ile ilgili kendi düşüncesi ve duyguları. Onun emekleri. Onun gururu. Odak çocuk ve çocuğun başarısı. Bir başkasının çocuk veya onun başarısı ile ilgili hissettikleri değil.

Fakat işin ilginç yanı, mantığım ne kadar bu yaklaşımı makul bulsa da, ilk duyduğumda “Kendinle gurur duymalısın” cümlesi bile tam içime sinmemişti.

Çünkü bu sefer de “ben çocuğuma ne hissetmesi gerektiğini söylüyorum, belki de empoze ediyorum” diye düşündüm. Ama aktivist Charleszetta Waddles’ın şu cümlesini okuduğum zaman bu cümlenin önemini çok daha iyi kavradım ve tam olarak içime sindi.

Cümle de şuydu:

“You can’t give people pride, but you can provide the kind of understanding that makes people look to their inner strengths and find their own sense of pride”.

İnsanlara gurur veremezsiniz, ama onların kendi içlerindeki güçlerini fark etmelerine ve kendileriyle gurur duymalarına vesile olabilirsiniz”.

“Kendinle gurur duymalısın” veya buna benzer cümlelerin yaratmaya çalıştığı etki de bu aslında. Çocuğun kendi içine dönüp bakıp, başarısına katkıda bulunan kendi ile ilgili güçlü yönleri fark etmesi, verdiği emeğin sonuçlarını yaşaması ve hissetmesi, kendi başarı hikayesinin kahramanı olması.

Özgüven dediğiniz şeyin güçlenmesinde bu daha etkili bir yol değil mi?

Ben şahsen ikna oldum.

Diğer taraftan bazı anlar geliyor ki, “Seninle gurur duyuyorum” cümlesi içimde çığlık çığlığa bağırıyor, arada sırada da olsa içimden çıkmak istiyor.

Bazen düşünmeden de edemiyorum “Acaba çocuğum büyüyünce annem bana hiç benimle gurur duyduğunu söylemedi” diye düşünüp bir şeyleri eksik hisseder mi diye.

Tüm bu karmaşık düşünceler içinde sonuçta kendimce bulduğum orta yol şu:

Çoğu zaman, mesela 10 kerenin 8-9’unda, onlar için daha iyi olduğuna inandığım cümleyi yani “kendinle gurur duymalısın ve odağın onlarda olduğu benzeri cümleleri”, nadiren de, 10 kerenin 1-2’sinde, tamamiyle kendimi tatmin etmek ve çocuğum benden bunu duymazsa eksik hisseder mi endişemi gidermek için “seninle gurur duyuyorum” cümlesini kullanmak benim için ideal orta yol.

Şu ana kadar da gayet güzel gidiyor, umuyorum böyle de devam eder.

Sevgilerimle

Ahu