Çocuklarımıza Empati Öğretmenin Basit Bir Yolu

çocuk | 3-10 yaş

Ebeveynler olarak çoğumuzun hayalidir “çevresine duyarlı, işbirlikçi, uyumlu, saygılı” çocuklar yetiştirmek.

Bunun da temelinde “empati kurabilme becerisi” yatar aslında, hem çocuklar, hem de biz yetişkinler için.

Empatiyi çok güzel tanımlayan bir cümle okudum geçenlerde:

Empati, başkalarının gözü ile görmek, başkalarının kulağı ile duymak ve başkalarının kalbi ile hissetmektir”.

Ne kadar güzel özetlenmiş, özellikle de son bölüm.

Çünkü kendi davranışlarımızın başkalarının duyguları üzerinde yarattığı etkilerin farkında olabilmek, gerçekten sanki o kişinin kalbi bizimmiş gibi hissetmeye çalışmaktan geçiyor.

Bu kesinlikle demek değil ki başkalarını üzecek, kızdıracak veya hayal kırıklığına uğratacak hiçbir şey yapmayacağız, elbette yeri gelecek bunlar olacak, farklı düşünceler hep var olacak, farklı ihtiyaçlar çatışacak.

Ama bunlar olurken bile “empati” o ilişkide var olduğu sürece ortak zeminlerde buluşmak ve olayların gereğinden fazla büyümesine, uç noktalara gitmesine ve ilişkilerin ciddi zararlar gelmesine vesile yaratmamak çok daha kolay oluyor.

Tabii ağaç yaşken eğilir misali, çocuklarımız da ne kadar erken bu beceriyi pratik etmeye ve geliştirmeye başlarlarsa, hani o biz ebeveynlerin hayal ettiğimiz “çevresine duyarlı, işbirlikçi, uyumlu, saygılı” çocuklar olarak yetişme ihtimali o kadar fazla oluyor.

Peki nasıl?

Çocuk Davranış Uzmanı Sharyn Timerman’dan öğrendiğim çok basit ama çok hoşuma giden bir yöntemi paylaşmak istiyorum sizinle.

Elbette başka pek çok farklı yaklaşım da var kullandığımız ama bunun basitliği ve pratikliği benim çok hoşuma gitti ve alternatif olarak yeri geldikçe günlük hayatımıza katmaya başladım.

Kilit 2 tane cümle var:

  1. Yüzüme bak, …………
  2. Yüzüne bak, ………….

Bunları çocuğumuza empati kavramını öğretecek çok farklı şekillerde kullanabiliriz: (tabii ki her saat başı değil, abartmadan!!!)

Takdir cümleleri şeklinde

Yüzüme bak, ne kadar dinlenmiş ve mutlu, çünkü sabaha kadar odanda yatağında kaldın ve hepimiz gece çok iyi uyuduk.

Babanın yüzüne bak, gülümsüyor, arabayı temizlemesine yardım ettiğin için işi çabuk bitti ve dinlenmeye zamanı kaldı.

Kardeşinin yüzüne bak, kaybettiği oyuncağını bulmasına yardım ettin, şu an nasıl gülümsüyor.

Arkadaşının yüzüne bak, onu da oyununuza aldığın için ne kadar mutlu oldu, gülümserken bütün dişleri gözüküyor.

Garsonun yüzüne bak, yemeğini getirdiğinde ona teşekkür ettin ve birden yüzünde nasıl bir gülümseme oluştu… ve benzeri cümleler.

Davranışının yarattığı sıkıntının sonuçlarını gösterecek şekilde

Yüzüme bak, mutsuz, bana vurduğun zaman canım acıdı.

Babanın yüzüne bak, endişeli görünüyor, kesici tamirat aletlerini izin almadan kullandın, sana zarar gelebilirdi.

Kardeşinin yüzüne bak, kızgın görünüyor, elindeki oyuncağı sormadan çektin, daha önce gülümsüyordu, şimdi yüzü değişti, kızgın.

Arkadaşının yüzüne bak, üzgün görünüyor, ona “aptal” dediğinde yüzü nasıl değişti farkettin mi, daha önce mutluydu, şimdi üzgün… ve benzeri cümleler.

Başkalarının yarattığı sıkıntının sonuçlarını gösterecek şekilde

Şu kırmızı kazaklı çocuk, yeşil kazaklı çocuğu itti ve çocuk düştü, yüzüne bak, nasıl acı içinde.

Şu şapkalı bey, elindeki çöpü yere attı, bak etraf nasıl kirlendi, biraz ileride çöpçü beyin yüzü mutsuz oldu.

Arkadaki araba, yeşil ışık yanar yanmaz beklemeden hemen korna çalmaya başladı, bak yüzüme, gereksiz gürültü yüzünden mutsuz… ve benzeri cümleler.

Elbette bu cümlelerin sıklığını ve kullanım şeklini çocuğun yaşına göre ayarlamak gerekiyor.

Yukarıdaki örneklerin pek çoğu daha küçük çocuklar için daha etkili olabilirken, önergen ve ergen çocuklar için komik kaçabilir, ama farklı şekillerde cümleler değiştirilip benzer etkiler yaratılabilir.

Mesela eve söz verdiği saatten çok daha geç geldiyse, eve geldiğinde yüzünüzdeki endişeli ifadeyi parmağınızla gösterebilirsiniz belki, bilemiyorum artık gerisi hepimizin yaratıcılığına kalmış.

Sevgilerimle

Ahu