Çocuğunuzun Bu 6 Harften Biri Olmasını Nasıl Engellersiniz?
Bu fotoğrafı sosyal medyada gördüğüm anda içimde bir hafifleme hissettim çünkü birşeyi anlatmaya çalışmak ayrı, görsel olarak göstermek ayrı.
Bu fotoğrafta da ayna gibi yüzümüze vuruyor bazı gerçekler.
Bence bir ülkenin halkının medeniyet seviyesini hangi okullarda okuduğu veya ne kadar kültürlü olduğu ile değil, sokaktaki gerek sürücü gerekse yaya olarak davranışları ile ölçmek lazım.
Özellikle de sürücülerin.
Emniyet kemeri takmak, çocukları arkada araç koltuğunda oturtmak, sinyal vermek ve diğer araçlara ve yayalara yol vermekten tutun da, hız yapmak, sürekli şerit değiştirmek, gereksiz korna çalmak, gereksiz emniyet şeridi kullanmaya kadar pek çok kritik sürücü davranışı var.
Ama özellikle bir tanesi var ki, belki de bir insan olarak kimliğimizi belirleyici nitelikte olabiliyor.
O da “park etme” davranışlarımız.
Otoparkta, sokakta, evin önünde, marketin önünde, eczanenin, kuru temizlemecinin, kırtasiyenin, pastanenin önünde, heryerde…
Buradaki olay park etmenin ötesinde, hem kendimize hem de başka insanlara olan saygımızın, yani bir nevi medeniyet seviyemizin göstergesi, çünkü medeni olmanın temeli önce saygıdan geçiyor.
Saygının temelinde de empati var, yani bizim davranışlarımızın sonucunun başkalarını nasıl etkilediği.
Bu tabelayı hazırlayan kişi artık ne kadar bu durumdan bıkmış olmalı ki, böyle esprili birşey yaratma ihtiyacı hissetmiş, ne kadar etkili olduğunu çok merak ediyorum doğrusu.
6 farklı durumu; A, B, C, D, E ve F harfleriyle tanımlamış ki herkes kendi davranışına göre kendini bulsun diye.
A: Ben üstün cinsim, ancak iki kişilik yere sığarım
B: Psikolojik sorunlarım var, normal değilim
C: Sağımdaki adam arabaya binmese de olur
D: Doğru dürüst park edemeyecek kadar eblehim
E: Babamın eşeği dahi yoktu, benim jipim var
F: Veterinere muayene olmaya geldim
Tabii tanımlar espriyle karışık biraz sert ama bazen farkındalık kazanmak için “dost acı söyler” misali birilerinin yüzümüze birşeyleri vurup biraz canımızı acıtması gerekebiliyor ki uyanalım, silkinelim.
Hepimiz insanız, hepimizi hata yapabiliriz, farkında veya farkında olmadan.
Önemli olan farkına vardığımız noktada, egomuza fazla takılmadan önümüze bakıp kendimizi geliştirmeye çalışmak.
Peki tüm bunların çocuklarımızla ne ilgisi var?
Tahmin etmişsinizdir ilgisini zaten çoktan çünkü hepimiz biliyoruz ki çocuklarımız pek çok konuda biz farketmesek de bizi örnek alıyorlar.
Onları iyi beslemek, iyi eğitim vermek vs için çok uğraşıyoruz ama günün sonunda dönüp dolaşıp olay en basit temel şeylere geliyor.
SAYGI.
Kendilerine ve başkalarına saygıyı ne kadar hissediyorlar?
Bunu hissetmeleri de bizim hem onlara ve hem de başka insalara gösterdiğimiz saygıyı örnek almalarıyla büyük ölçüde oluşuyor.
Biz eğer aracımızı olması gerektiği gibi özen göstererek 2 çizgi arasına park ediyorsak ve bunu da neden böyle yaptığımızı, böyle yapmadığımızda başka insanları nasıl mağdur ettiğimizi çocuğumuza da anlatıyorsak, işte o anda çocuğumuza empatiyi ve saygıyı öğretiyoruz.
Günlük hayatlarında bunun gibi daha onlarca şeyi bizden örnek alarak büyüyorlar.
Ne gördükleri ve neleri örnek aldıklarına göre büyük ölçüde davranışları ve yaşamları şekilleniyor.
Bu 6 harften biri olarak tanımlanıp tanımlanmayacaklarını etkileyebiliyor.
Bu da belki biz yetişkinlerin üzerinde bir baskı hissettirebilir ama aslında bizlerin de kendimizi geliştirmemiz için çok büyük bir motivasyon kaynağı ve gelişim fırsatı olabilir, eğer bu tarafından bakmayı seçersek.
Hem kendimiz bu 6 harften biri olarak tanımlanmamak için, hem de elimizden geldiğince çocuklarımızın bu şekillerde tanımlanmasını engellemek için.
Çocuğunuzun Olmasını İstediğiniz Yetişkin misiniz? yazım da yine bu anlamda bize ayna tutan bir yazı, keyif alacağınızı tahmin ediyorum, beklerim.
Sevgilerimle
Ahu