Çocuğumuzun Geleceği İçin Bugünden Yapabileceğimiz 2 Önemli Yatırım
Malum çocuklarımızı çok seviyoruz, onlar için hep çok güzel bir gelecek düşlüyoruz.
Onların eğitimlerini düşünüyoruz, mesleklerini düşünüyoruz, evliliklerini düşünüyoruz, sağlıklarını ve mutluluklarını düşünüyoruz.
Ancak “çocuklarımızın geleceğinin” bir parçası olarak genelde düşünmeyi ihmal ettiğimiz çok önemli bir alan var, o da biz “ebeveynlerinin geleceği”.
Evet bizlerin emeklilik ve yaşlılık zamanlarından bahsediyorum. Çünkü bizim geleceğimiz, onların geleceğinin de bir parçası.
Bizlerin bu dönemdeki maddi ve manevi yaşam kalitemiz, çocuklarımızın yetişkinlik hayatlarındaki yaşam kalitelerini direkt etkiliyor olacak.
Bu dönemde bizlerin yaşayabileceği sağlık sıkıntıları ve maddi zorluklar ister istemez onları da bir şekilde etkiliyor olacak. Veya tam tersi keyfimiz ve huzurumuz, onlara da aynı şekilde yansıyacak.
Dolayısıyla hem kendi yaşam kalitemiz, hem de çocuklarımızın yaşam kalitesi için bugünden yapabileceğimiz çok önemli 2 yatırım var:
1 – Sağlığımıza yapacağımız yatırım
Fiziksel Sağlığımız
- Genel beslenme tarzımız, kilomuz.
- Ne kadar hareket ettiğimiz, egzersiz.
- Diş sağlığımız.
- Düzenli sağlık kontrollerimiz.
- Uykumuza dikkat.
- Bol su içmek.
- Güneşe dikkat.
- Alkole ve sigaraya dikkat.
- Gereksiz ilaç kullanmamak vb.
Duygusal Sağlığımız
Stres de biliyorsunuz vücudumuzun ve organlarımızın sağlığını bozan en önemli etkenlerden.
- Stres, zaman ve enerji yönetimi.
- İç huzurumuzu ön planda tutmak.
- Kendimize ve öncelikli ilişkilerimize kaliteli zaman ayırmak.
- Geçmişe dönük çözemediğimiz iç hesaplaşmalarımız var ise, destek alarak bunlardan arınmak gibi gibi…
Bu bölümü hiç uzatmayacağım çünkü hepimiz aslında sağlıklı ve huzurlu bir yaşam adına nelerin bize iyi geldiğini ve gelmediğini çok iyi biliyoruz.
Bugünkü yaşam tarzımız ve günlük seçimlerimiz, hem bugünkü hem de gelecekteki yaşam kalitemiz üzerinde oldukça etkili.
Pozitif veya negatif yönde.
Örneğin, sigara.
Bugün içtiğimiz sigaranın sadece bugün değil, gelecekte de kanser veya başka hastalıklar şeklinde bize dönüş ihtimali oldukça yüksek. Bizler bu hastalıklarla boğuşurken bu elbet çocuğumuzun mutluluğunu, huzurunu ve yaşam kalitesini de etkileyecektir. Niye göz göre göre hem kendimize hem de çocuğumuza bu sıkıntıları yaşatalım ki.
Aklı başında yetişkin insanlarız.
İstersek bir basışta ayağımızın altında ezebileceğimiz kadar çaresiz bir parça tütünün bizim hayatımızı kontrol etmesine ve sağlığımız tehdit etmesine müsade etmek durumunda değiliz. Gerçekten isteyip karar verirsek bu mümkün, kolay değil belki ama mümkün. Çünkü bunu yapabilen çok insan var. Demek ki karar verince olabiliyor. İlla bir hastalığımız olduğunu öğrenip doktorumuzun “sigarayı bırakmanız gerekiyor” demesini beklemek şart değil ki.
Aynı yaklaşım diğer sağlık konuları için de geçerli.
Detaya girmiyorum, siz zaten fiziksel ve duygusal sağlığınızı gerçekten ciddiye aldığınız noktada neler yapmanız gerektiğini herkesten iyi biliyorsunuz. Bu da zaten çocuğunuza verebileceğiniz en güzel hediyelerden biri. Ona sağlığına özen göstermesi konusunda örnek oluyor olmanız da, onun kendi sağlığına göstereceği özen konusunda önemli bir baz.
2 – Finansal gücümüze yapacağımız yatırım
Çalışan aktif yetişkinler olarak bugünkü imkanlarımız ve gelirimiz sanki sonsuza kadar devam edecek gibi yaşıyoruz ve harcıyoruz çoğumuz.
Sonra bir gün geliyor, çalışma hayatımız isteyerek veya istemeyerek sona eriyor, düzenli gelirler artık gelmemeye başlıyor.
Ama bir bakıyoruz o günlerdeki gelir ve gider hesabımızı pek de iyi yapmamışız, pek iyi planlamamışız. Zor durumda kalıyoruz.
“Keşke zamanında …… yapsaydık” sözleri dökülmeye başlıyor ağzımızdan. Ama geç kalınmış oluyor. Bizim maddi huzursuzluklarımız ister istemez yetişkin çocuklarımıza da yansıyor.
Bugünkü gelirimizi, gelecek potansiyel masrafları detaylı düşünmeden, sadece bugünkü istek ve ihtiyaçlarımız çerçevesinde kullandığımızda, gelecekte hem kendimizi hem de çocuğumuzu zor durumda bırakma ihtimalimiz oldukça artıyor.
Şunları düşünmek lazım:
- Emekliliğimizde ve yaşlılığımızda nerede yaşayacağız, kendi evimiz veya kira, aidatlar, gücümüz kaç sene, neye yetecek.
- Bizimle yaşlılığımızda günlük düzenli olarak kim ilgilenecek, bakıcı, bakım evi ve bunların masrafları ne kadar olacak. Çocuklarımızın bir özel hayatı ve ailesi olacak, bu konuyu ne kadar iyi planlarsak, onların işini o kadar kolaylaştırmış oluruz.
- Emekliliğimizde ve yaşlılığımızda aylık ne kadarlık bir gelire ihtiyacımız olacak, yaşam masraflarımız, sağlık masraflarımız, seyahat ve hobilerimiz, belki torunlarımıza yapmak isteyeceğimiz harcamalar, planlanmamış beklenmeyen masraflar için kenarda bir birikim belki. Bu gelire o gün sahip olmak için bugünden itibaren nasıl bir tasarruf stratejimiz olmalı.
- Umarım hiçbirimizin başına gelmez ama büyük ameliyatlar, tedaviler ve masraflar gerektiren rahatsızlıklarımız olursa (ki çoğu insanın elbet birşeyleri oluyor) bunları nasıl karşılayacağız, devlet hastanelerinin imkanlarına razı mıyız, yoksa bugünden hazır şansımız varken yatarak tedavi ve büyük kalem masraflar için özel sağlık sigortası başlatmak ister miyiz.
- Kurumsal çalıştığımız firmadan özel sigortamız varsa bile iş değiştirdiğimiz veya emekli olduğumuz anda bu sigortaya ne olacak net biliyor muyuz, sigortanın devam şartları neler, bu konuda garanti altında mıyız. Acaba sadece çalıştığımız şirketteki sigortaya güvenmeyip, kendimiz de bugünden hazır sağlığımız yerindeyken dışarıdan büyük sağlık masrafları konusunda kendimizi garantiye almak için ayrı bir sigorta düşünmeli miyiz.
Bu sorular elbette her ailenin özeline ve bakış açısına göre değişir.
Değişmeyecek belki yegane şey, hepimizin emeklilik ve yaşlılık döneminde yaşayacak bir yere, belli bir miktar gelire, düzenli bakıma ve sağlık sorunlarımız için çözümlere ihtiyaç duyacağımız.
Tüm bunlar için çocuklarımıza güvenmek “yıllarca ben onlara baktım, şimdi onlar bana bakacak tabii” demek bir bakış açısı.
Diğer bakış açısı da “geleceğimizi maddi ve manevi olarak planlamak yine biz ebeveynleri sorumluluğu ve çocuklarımıza verebileceğimiz en güzel hediyelerden biri” demek ve bu bakış açısına göre bugünden ona göre sağlık ve finans seçimleri yaparak hayatımıza devam etmek.
Beni şahsen bu seçenek daha mutlu, huzurlu ve tatmin hissettiriyor.
Diğer taraftan belki diyeceksiniz ki, kimin kimden önce gideceği belli olmaz.
Evet belki kendimize süper iyi bakarız ama ona rağmen tık diye birgün kalp krizinden gideriz.
Evet belki bir tek sigara içmediğimiz halde akciğer kanserine yakalanabiliriz.
Evet belki finansal olarak tüm planlarımızı ve yatırımlarımızı yaparız ama paramızın olduğu banka, sigorta şirketi batıverir, beş parasız kalırız, bilemeyiz.
Ya da belki tek kuruş biriktirmeyiz de piyango çıkar, onu da bilemeyiz.
Tüm bunlar bizim kontrolümüz dışında.
Kontrolümüz dahilinde olan tek şey “bugünden tüm bunları düşünüp planlayıp, elimizden geldiğince hazırlıklı olmak için gerekli adımları bugünden atmaya başlamak”.
Ondan sonrası artık ne olacaksa olacak, o bölümünü düşünmenin kimseye faydası yok, gereksiz stresi var.
En azından biz elimizden geleni yaptığımızı biliyor olacağız.
Amacım sizi korkutup endişelendirmek, stres ve panik yapmak asla değil.
Amacım, umarım hepimizin o kadar ömrü olur da çocuklarımız büyür, bizim yaşlarımıza gelir, biz de yaşlılık günlerimizi görürsek, bugünleri hatırlayıp “keşke bir sağlık sigortası yaptırsaydım, keşke daha az harcayıp daha fazla para biriktirseydim, keşke düzenli sağlık kontrollerimi yaptırsaydım, keşke beslenmeme daha dikkat etseydim, keşke biraz daha fazla hareket etseydim, sigara içmeseydim, alkolü azaltsaydım” pişmanlığını yaşamamamız.
Bir de üstüne şu da var, bunları şimdiden düşünmek ve planlamak ne kadar biraz sıkıcı olsa da, bir kere bir plan oluşturulup bu yolda ilerlenmeye başlandıktan sonra insanın içi daha bir güvenle ve huzurla doluyor ve gelecek kaygısı çok daha azalmış şekilde çok daha rahat uyuyor.
Çocuklarımıza faydası da işin bonusu.
Çünkü biz ebeveynler bunları bugünden ne kadar düşünürsek, sonra çocuklarımız bizim için bunları o kadar az düşünmek zorunda kalacaklar.
Elbette desteklerine ihtiyacımız olacak çok doğal ama bu sıkıntıların minimumda yaşanması için biz ebeveynleri olarak en azından elimizden geleni yapmış olacağız.
Sevgilerimle
Ahu