0 – 2 Ay Arası Bebeğiniz ve Uyku Düzeni
Uzun süredir heyecanla beklediğiniz bebeğiniz artık kucağınızda, tebrikler!
Sağlıklı, keyifli ve huzurlu bir yaşam diliyorum size beraber ailece.
Bu çok özel dönemi sizin ve bebeğinizin hem daha keyifli geçirebilmeniz adına, hem de özellikle uyku konusunda bebeğinizin daha sağlıklı ve kaliteli bir uyku düzeni olması adına, aşağıda listelediğim 9 önerinin çok faydası olacağına inanıyorum:
Not: Eğer bebeğiniz daha erken veya daha geç doğduysa, yazıda bahsi geçen zamanlamaları bebeğinizin beklenen tahmini doğum tarihine göre düşünmeniz gerekecek. Örneğin, bebeğiniz şu an 6 haftalıksa ama 2 hafta erken doğduysa, bu yazıyı okurken bebeğinizi 4 haftalık yani 1 aylık gibi kabul edebilirsiniz.
0-2 aylık bebeğinizle ilgili detaylı yazıma geçmeden önce, sizin için hazırladığım ÜCRETSİZ uyku serisine buraya basarak kaydolmanızı öneririm.
Bir hafta boyunca her gün size yaşadığınız en zorlu üç uyku sorunu için önemli ipuçları paylaşacağım. Sayısız ebeveyn faydalandı ve umarım siz de faydalanırsınız.
Yazımıza dönersek;
Uyku Miktarı
Bebeklerin özellikle ilk 2 ay uyku ihtiyaçları çok fazladır.
İlk 4 hafta, 24 saatte ortalama toplam 16-18 saat civarı uyku ihtiyaçları olur, bu miktar 5-8 haftalar arası 15-17 saat civarına inebilir.
Bu noktada bu sayılara takılmanızı istemiyorum çünkü zaten büyük ölçüde bu dönemde hayatları beslenme, gaz çıkarma, alt değiştirme ve biraz uyanık kalıp tekrar uyuma şeklinde geçeceği için zaten bu saatler ortalama olarak tutacaktır, yeter ki hep çok yorgun hale gelmeden tekrar uyuyacağı bir düzen kurun, ki bunun detaylarından birazdan bahsedeceğim.
İlk 4 hafta bebeğinizin aşırı yorgun hale gelmeden uyanık kalabileceği süre 45 dakika civarındadır. 5-8 hafta arası gündüz uyanık kalabilme süresi 45 dakikadan yavaş yavaş 60-75 dakikaya çıkmaya başlayabilir ve o zaman günlük toplam uyku miktarı doğal olarak azalacaktır, hedef de bu azalmanın gece değil mümkün olduğunca gündüz olmasıdır.
Gece Uykusu
Bu dönemde gece uykusu başlangıcını ortalama saat 22.00-23.00 gibi bekleyebiliriz. Sabah güne başlangıç saatini de ortalama 7.00 gibi düşünebiliriz.
Güzelce beslendikten sonra, gece ortalama 22.00-23.00 arası bir saatte gece uykusuna başlayıp, sabah ortalama 7.00 civarına kadar gece genelde 2 veya en fazla 3 beslenme ile karnını doyurup hemen uykuya dönmesi beklenebilir.
İlk 4 hafta, gece 22.00-23.00 gibi beslenip uyumaya başladıktan sonra sabaha kadar yine ortalama 3 saatte bir beslenme ihtiyaçlarının devam etmesi normal, ama uyuyorsa ve doktorunuz da özellikle gece beslemek için uyandırmanız gerektiğini söylemediyse, ben de uyandırmanızı önermem. Genelde ortalama 5-8 hafta aralığında bir sürede gece artık beslenmeden 4-5 saatlik bir uzun blok uyku oluşmaya başlayabiliyor.
9 FAYDALI ÖNERİ
Özellilkle bu dönem için size verebileceğim en önemli ipucu aslında bebeğinizin mümkün olduğunca keyfini çıkartmak, onu gözlemleyerek tanımaya çalışmak ve birbirinize alışmaya odaklanmak.
İkinizin de buna çok ihtiyacı olacaktır.
Bunun yanısıra aşağıda bahsedeceğim diğer ipuçları da bana göre hem bu dönemi hem de gelecek haftalar ve ayları yine hem bebeğiniz hem de sizin için daha keyifli ve daha kolay hale getirecektir.
Not: Özellikle 6-8 haftalar civarı bebeğinizin yavaş yavaş gülücükler dağıtmaya ve tepkileriyle daha sosyalleşmeye başladığı bir dönem. Bu sinyaller bebeğin beyninin daha olgunlaştığının ve uykularının daha organize olmaya başlayabileceğinin işaretleri. Özellikle gülücüklerin başladığı bu haftalardan itibaren aşağıdaki ipuçlarını uygulamaya almak daha da önem kazanacaktır.
Pek çok anne bana “İlk 2 aya kadar çok güzel uyuyordu, şimdi son haftalarda ne oldu anlamadım, çok zor uykuya geçiyor ve sık sık uyanıyor, kolaylaşacağına zorlaşıyor” şeklinde e-postalar gönderiyor, çünkü genelde aşağıda yazdığım bazı altyapılar kurulmamış oluyor. Umarım size yardımı olur.
1. Beslenme saatlerinin mümkün olduğunca verimli olmasına gayret etmek
Bebeğin beslenme düzeni ve uyku düzeni birbiriyle bağlantılı. Bir besleme saatinde bebeğin karnının mümkün olduğunca tam doyması sonrasında daha uzun ve kaliteli uyuyabilmesini destekler ki kaliteli uyku da bebeğinizin gelişimi için en az beslenme kadar önemli, dolayısıyla beslenme ve uykuyu ayrı ayrı düşünmek mümkün değil. Beslenme ve uykuyu birbirini destekler şekilde hareket etmek bana göre bebeğinizin hem beslenme hem de uyku düzeninde ideal sonucu verecektir.
Her ağladığında, huysuzlandığında aç veya tok olduğu gözetilmeden direkt emzirilen ve bu şekilde karnı genelde çok sık ve azar azar doyurulan bebek, karnı çabuk acıkarak sık sık uyanabilir. Bu şekilde çok sık uyanması uykusundan verim alamayıp yorulmasına, yorulması da yine beslenme saatlerindeki beslenme veriminin düşmesine sebep olarak bir kısır döngü oluşabilir (çok kısa emip karnı doymadan uyuyakalabilir veya yorgunluktan ağlayarak emmeyi reddedebilir).
Tam tersi uzun ve kaliteli uykular, uyanık olduğu saatlerde bebeğin hem daha aç hem de daha enerjik olmasına destek olacağı için, beslenme verimi de buna bağlı olarak artar, yaşa bağlı olarak beslenme sıklığı zaman içinde azalır, aralıklar uzar.
Bir diğer bana göre önemli bilgi de şu; bebekler sadece karınları aç olduğu için ağlamazlar, başka ihtiyaçları da var. Bizim her ağladığında aç diye düşünüp besleme yaptığımız zamanların birçoğunda bebek aslında uykusu geldiği için yorgunluktan ağlıyor oluyor ama biz bunu kaçırıyoruz.
Veya bazen kucaktan kucağa çok fazla gezdiği aşırı stimüle olduğu için de ağlayabilir. Bu gibi durumları gözardı edip sürekli her ağladığında onu besleyerek sakinleştirmeye çalışmak aslında onun gerçek ihtiyacını karşılamak olmuyor.
Önerim bebeğinizi, ağlamasını susturmak için değil gerçekten ihtiyacı olduğunda “besleme amaçlı” beslemeyi alışkanlık haline getirmeye çalışın. Elbette istisna durumlar olabilir sonuçta küçük bir bebek var elinizde, özel ve gerekli olduğuna inandığınız durumlarda sakinleştirmek için de beslemek mümkün sadece altını çizmek istediğim şey şu; gerçekten aç olmadığı halde her ağlamaya ve her huysuzlanmaya besleme ile cevap vermek hem bebeğinizin o anki gerçek ihtiyacını kaçırmanıza (ki bunların en yaygını yorgunluk) ve de farketmeden çok sık ve azar azar besleme kısır döngüsüne girmenize sebep olabilir.
Doktorunuzun yönlendirmeleri ve sizin gözlemleriniz doğrultusunda mümkün olduğunca bir beslenme zamanında elden gelen en verimli şekilde beslemek uykularına da olumlu şekilde yansıyacaktır.
Not: Besleme, özellikle emzirme sıklığı konusunda çok farklı ekoller ve görüşler mevcut. Bebeğiniz her ağladığında ve ne zaman isterse emzirin diyen ekol de var, ortalama 2.5-3 saatte bir veya gerçekten acıktığında emzirin diyen ekol de var.
Burada sizin kişisel araştırmalarınız, gözlemleriniz, yaşadıklarınız ve ebeveyn olarak içgüdüleriniz devreye giriyor. Belki öncelikle siz de bebeğiniz her ağladığında veya saat başı emzirerek bu yolculuğa başladınız ve mutlusunuz, bebeğiniz de mutlu, kaliteli uzun uykular da uyuyor, uyanık olduğu saatlerde de mutlu. O zaman herkesin keyfi iyiyse siz de bebeğiniz için bunun en doğru olduğuna inandıysanız ne güzel, aynen devam.
Ama bundan farklı bir durum yaşıyorsanız o zaman yukarıdaki ipuçlarını denemenizi öneririm. Çünkü uyku konusunda sıkıntı halinde olan ve bana danışan ailelerin hemen hemen tamamında tüm gün ve gece bebeğin saat başı sık sık ve azar azar beslenme durumu söz konusu oluyor. Ne zaman ki beslenme öğünlerini verimli hale getirecek düzenlemeler yapıyoruz, bir besleme saatinde bebeğin karnı daha iyi doyduğu için uyku verimi de artmaya başlıyor.
Not: Elbette reflü veya başka fiziksel sıkıntılar söz konusu ise bebeğinizi daha sık ve azar azar beslemeniz gerekebilir. Mutlaka doktorunuzun önerdiği beslenme düzenini takip etmek gerekir.
Not: Doktorunuzun uygun gördüğü noktada sütünüzü sağarak babanın veya bebeğinizle ilgilenen başka kişilerin de günde 1 kere biberon ile besleme yapması herkes için harika bir fırsat olabilir. Hem bebeğiniz biberona da alışır (geç kalınca çok zor olabiliyor) ve ihtiyaç halinde siz olmadığınızda da beslenebilir, hem özellikle babası ile özel bir zaman dilimi olur, hem de sizin o esnada biraz dinlenme fırsatınız olur. Genelde ilk biberon ile tanıştırmayı, 1. ay itibariyle emzirmenin oturmuş olduğu noktada uygun görebiliyor doktorlar, yine de danışmak en doğrusu.
2. Bebeğinizin uyurken güvende olmasını sağlamak
- Mutlaka sırt üstü yatırmak
- Kendi bebek yatağında yatırmak (ilk 6 ay ebeveynin odası öneriliyor ancak 3. aydan itibaren doktorunuzun onayı ile kendi odasına almak mümkün)
- Şiltenin bebeğin içine gömülebileceği şekilde yumuşak olmaması, güvenli bir sertlikte olması
- Şilteyi kaplayacağınız çarşafın şilteyi tam saracağından ve çıkmayacağından emin olmak
- Yatağında örtü, yastık, battaniye, tülbent, uyku arkadaşı, yatak koruyucusu vb hiçbir şeyin bulunmaması, yatakta sadece bebek olmalı
- Oda çok sıcak olmamalı, bebeğiniz kesinlikle çok sıcak olmamalı ve terlememeli
3. Uyku saatlerinde kundak kullanmak
Bebeğiniz ortalama 3-4 aylık olana kadar, uyku saatinde kundak kullanmanın çok faydasını görebilirsiniz. Burada bahsettiğim kundak kollardan sıkı, kalça ve bacaklardan daha esnek/bol şekilde.
Bebeğiniz dönme teşebbüslerine başladığı noktada artık kundak kullanmak güvenli değil, piyasada satılan altı elbise tarzı bol uyku tulumlarına geçme zamanı gelmiş demektir.
Zaten dönmeye başlamasa da ortalama 2-3 ay civarı kolları serbest kalacak şekilde yarım kundağa ve en geç 4 aylıkken de bol elbise tarzı uyku tulumuna geçirmenizi öneririm.
4. Kaliteli uyku ortamı sağlamak
Yine tartışmalı bir konu. Kimi uzmanlar ilk 2 ay nerede ve nasıl uyuduğunun hiçbir önemi yok derken, diğerleri de baştan itibaren kaliteli bir uyku ortamı sağlamanın faydalarına inanıyorlar.
Tahmin edebileceğiniz üzere ben de ikinci görüşe yakınım. Bunun sebebi de faydalarını gerçekten hem kendi çocuklarımda hem de çalıştığım ve gözlemlediğim ailelerde görüyor olmam.
Kaliteli uyku ortamından kastettiğim bebeğin gündüz ve gece uyku saatinde kendi yatağında, sessiz ve karanlık bir ortamda uyuması. Bu özellikle o bahsettiğim gülücüklerin başladığı 6-8 hafta civarı daha da kritik olmaya başlayacak. Gece sizin odanızda kendi yatağında uyuyorsa bile gündüzleri kendi odasındaki bir yatakta ve yine karanlıkta, gündüz uykularını uyumaya başlamasının çok faydasını görürsünüz. İki yatak almak yerine bir tane oyun parkı alıp kendi odasına koyup gündüzleri orada uyutabilirsiniz. Nasıl olsa kısa bir süre sonra geceleri de kendi odasına geçiriyor olacaksınız, o zaman da sizin odadaki yatağı kendi odasına geçirip, park yatağı da seyahat, aile büyüklerinin evi vs gibi farklı şekillerde kullanmaya devam edersiniz.
Burada elbette çok katı bir düzenden bahsetmiyorum, elbette dışarı çıktığınızda arabada da uyuyakalacak, pusetinde de uyuyacak. Veya elbette arada sırada göğsünüzde uyuyacak özellikle ilk haftalarda gündüz uykularında (gece güvenli değil).
Sadece bilmek lazım ki bu uykuların kalitesi yatağında karanlık ve sessiz bir ortamdaki gibi olmayabiliyor. Özellikle evde olduğunuz zamanlarda salonda, aydınlıkta, gürültüde uyutmak yerine uyku ihtiyacına saygı gösterip daha kaliteli uyku ortamlarını kullanmak bana göre önemli ve faydalı. Çoğu zaman bu kaliteyi sağlayabilirseniz, bazı diğer zamanlar daha esnek olmak sorun olmayacaktır.
Not: Beyaz gürültü şeklinde tabir edilen sesleri, bebeğinizin uyku saatinde özellikle gündüz uykuları saatinde çalmanız da yine faydalı. Güvenli kullanım kurallarına dikkat (bebeğin yatağından uzakta, kısık ses ayarında).
Not: Bazı uzmanlar gündüz aydınlıkta uyutmayı öneriyor, ben tam tersi zifiri karanlıkta uyutmayı öneriyorum başından itibaren. Düzenli olarak belli bir süre denediğinizde aradaki farkı siz de göreceksiniz zaten. Karanlık gece veya gündüz farketmez, bebeğe uyku sinyali verir. Gündüz uykusundan da maksimum verimi almak için yine karanlık ortam yaratmanın büyük avantajları var.
Ama uyanık olduğu saatlerde mutlaka günışığıyla iç içe olması önemli. Bir de evet uyku ortamı sessiz sakin olsun diyorum ama siz evin içindeki diğer odalardaki normal ev hali seslerini engellemeyin, onlara da alışsın. Zaten odasında beyaz gürültü sesi varsa, pek de etkilenmez.
Not: Biraz masraflı biliyorum ama görüntülü monitör bebeğiniz uyurken onu takip edebilmek için yapabileceğiniz en iyi yatırımlardan biri. Uzun aylar, yıllar kullanacaksınız büyük ihtimalle.
5. Bebeğiniz çok yorgun ve uyarılmış hale gelmeden uyku sürecini başlatmak
Bebekler biz yetişkinlerin düşündüğünden çok daha kısa sürede yoruluyorlar aslında.
İlk 4 hafta bebeğinizin aşırı yorgun hale gelmeden uyanık kalabileceği süre 45 dakikacivarındadır. 5-8 hafta arası gündüz uyanık kalabilme süresi belki 45 dakikadan yavaş yavaş 60-75 dakikaya çıkmaya başlayabilir.
Bu sürelerden daha fazla uyanık kalan bebekler genelde uyku penceresi diye tabir ettiğimiz o verimli uyku dalgasını kaçırıp aşırı yorgun hale gelmeye ve ağlamaya başlıyorlar.
Onlar ağlayınca biz de sakinleştirmek için aslında aç olmadığı halde (daha 45-60 dk önce beslenmişti muhtemelen) tekrar beslemeye başlıyoruz ve yukarıda bahsettiğim kısır döngü başlıyor besleme konusunda. Veya yine susması sakinleşmesi için sallamaya, kucakta gezdirmeye, aklımıza ne gelirse yapmaya başlıyoruz çaresizlikten. Yeri geliyor bir derdi mi var diye endişe ediyoruz.
Halbuki uyandıktan sonra altını değiştirip, besleyip, gazını çıkartıp, biraz beraber takıldıktan sonra zaten ortalama 45 dakika göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş oluyor ve o noktada bazı bebekler zaten uyku sinyalleri vermeye başlıyor. Tabii bu sinyalleri saklayanlar da olabiliyor. O yüzden hem bebeğimize hem de saatimize bakarak “tamam artık tekrar yatma vakti” kararını gecikmeden verip, bebek yorgun hale gelmeden kaliteli uyku ortamına götürüp uyku öncesi kısa bir sakinleştirici rutin uygulayıp yatırmak gerekiyor.
Aksi takdirde çok yorgun hale gelen bebeği sakinleştirmek ve uyutmak için sonradan bebeğimize ve bize pek çok sıkıntı getirebilecek kalitesiz uyku alışkanlıklarını gereksiz yere başlatmış oluyoruz hiç farkında olmadan.
Odaya erken gitmek geç gitmekten daha iyi çünkü rutin noktasında da odada uyku sinyalleri gösterebilir ve tam kıvamında uykuya geçmeye hazır olur. Ama geç kalınca bir kere işte sonra uyuması çok zor oluyor veya hemen tekrar kısa sürede uyanıyor. O yüzden illa esneme vs gibi uyku sinyali göstermesini beklemeyin, bahsettiğimiz süreler geçmişse alıp odaya götürün derim ben.
Bir de lütfen aile büyükleri veya misafirler bebeğinizi sevecek diye uyku zamanı geldiğinde onu alıp odaya götürüp yatırmaktan çekinmeyin. Başkalarına “ayıp olmasın” derken, siz ve en önemlisi bebeğiniz sonradan bu yorgunluğun bedelini ödemeyin.
Not: Bu dönemdeki bebeklerin düzeni konusunda yine farklı görüşler mevcut. Bebeği bırakın istediği zaman uyusun diyenler var ki bu yaklaşım işte bebeğin uyku sinyallerini kaçırdığımız noktada veya bebek bu sinyalleri vaktinde göstermediği noktada (ki büyüdükçe böyle olabiliyor, sinyal geldi mi çok geç oluyor) pekçok soruna yol açıyor.
Veya doğumdan itibaren saatlik düzen takip edilmesini öneren ekoller var ki ben ikiz kızlarımda bu ekolü takip ettim başından itibaren (Gina Ford) ve inanılmaz güzel bir uyku düzenleri ve keyifleri oldu. Ancak bu düzeni kurabilmek de özellikle başta çok emek istiyor ve saatlik takipler pek çok anneyi haklı olarak strese sokabiliyor, her aile yapısına uymayabiliyor. Bu nedenle benim önerim size biraz bu iki ekolün ortası olan yukarıda yazdığım gibi bu ilk aylarda bebeğin uyanık kalabilme süresine odaklanarak bir düzen oluşturmak. Tek yapmanız gereken hem bebeğinizi hem de saati takip edip, aşırı yorgun hale gelmeden uyku ortamına götürüp uyku öncesi rutinini uygulamaya başlamak.
6. Uyku öncesi rutini uygulamak
Uyku öncesi rutini, bebeğinizi karanlık ve sakin uyku ortamına götürdüğünüz zaman 10-15 dk civarı altını değiştirmek, ninni söylemek, beyaz gürültü açmak, kucağınızda sırtını sıvazlamak, kundak vs gibi mümkünse hep aynı sırada uygulayacağınız bir düzen.
Burada amaç bebeğinizi uyutmak değil, sadece sakinleşmesine, gevşemesine destek olmak ve de en önemlisi bebeğe uyku zamanı sinyalleri vermek. Eğer rutin esnasında ağlıyorsa özel farklı bir derdi olmadığı sürece bunu yorgunluk olarak yorumlayabilirsiniz, bir daha ki sefere daha erken odaya gelirsiniz.
Zaten yukarıda bahsettiğim maksimum uyanık kalabilme sürelerinden 10-15 dakika önce mutlaka odaya gelip rutin sürecini başlatmak iyi olur, böylece yorgun hale gelmeden ortalama bu süreler dahilinde tekrar uykuya dalmış olur. Gece uykusu öncesi rutininize banyo da ekleyebilirsiniz.
Not: Eğer çok zorlanıyorsanız 1. aydan itibaren rutin esnasında emzik kullanmanın bu noktada faydasını görebilirsiniz. Henüz yatağa yatırmadan rutin uygularken emzikle gerekiyorsa sakinleşmesine destek olup sonra yatağa yatırmadan veya yatağa koyduktan sonra uyumadan emziği ağzından alabilirsiniz. Böylece emziği uyumak değil, sakinleşmek, emme refleksini tatmin etmek için kullanır ama uyku ile direkt olarak ilişkilendirmez ve uyandığında tekrar emziği aramaz.
1. aydan sonra dememin sebebi genelde emzik vermeden önce anneden emmeye iyice alışmış olmasını öneriyor uzmanlar. Yatağında kolaylıkla uyumaya başladığı noktada emziği yavaş yavaş rutininizden de çıkarmanızı ve en geç 3-4 ay civarı bırakmış olmanızı öneririm. Sonrasında rutinde bile olsa alışkanlık haline gelmesi bazı zorluklar yaratabilir.
7. Yatağa uyanık koymak
Pekçok aile bebeklerin önce uyutulması sonra yatağa konulması gerektiğini zannettiği için sonradan oldukça sıkıntı çekiyor uyku konusunda. Kendinize ve bebeğinize yapacağınız en büyük iyilik bebeğinizi yorgun hale gelmeden odaya götürdükten ve uyku öncesi rutini uyguladıktan sonra sakin ama hala uyanıkken yatağına bırakmak ve kendi kendine uyuma fırsatı tanımak.
En başından itibaren buna alıştırırsanız bebeğiniz doğal uyuma şekli olarak bunu benimser ki zaten normali de bu. Ama hep emerek ve sallanarak uyutulup sonra yatağa konan bebek uykuya dalabilmesinin tek yolunun bunlar olduğunu zanneder ve her uyku döngüsünde uyandığında tekrar uykuya dalmak için aynı şartları arar. Bulamadığında da ağlar, biz gideriz tekrar besleriz veya sallarız ve uykuya geçirmeye çalışırız. Sonra şansımız varsa tekrar uyur, sonra kısa bir süre sonra tekrar uyanır ve bu böyle devam eder.
Halbuki kendi kendine uykuya geçme başından itibaren onun normali olursa, aralarda uyandığında özel bir sorunu olmadığı veya karnı aç olmadığı sürece uykuya kısa sürede kendisi geri döner ve böylece gece ve gündüz daha uzun uykular oluşmaya başlar.
Eğer tüm bunları uyguladınız yani zamanlamaya dikkat ettiniz, rutininizi yaptınız, oda karanlık ve sakin, beyaz gürültü açık, kundağı var vs ve yine de yatağa koyduğunuzda ağlıyorsa mümkünse yataktan almadan önce sesinizle (kuvvetli şşşş sesi) ve dokunuşlarınızla (eliniz karnında) destekleyebilirsiniz, çok ağlıyorsa kucağınıza alıp sakinleştirip tekrar yatırabilirsiniz.
8. Geceleri “gece” gibi davranmak
Bebeğiniz gece uyandığında sadece “gece” gibi davranmak gece/gündüz karışması diye tabir edilen durumu daha çabuk atlatmasını sağlar. Gece uyandığında önünüzü görebileceğiniz kadar loş bir gece lambası ile alt değiştirme (gerçekten gerekiyorsa) ve yine loş veya karanlık ortamda beslemeyi bitirip, fazla konuşmadan, pek göz teması kurmadan, onu heyecanlandırıp fazla stimüle etmeden ihtiyaçlarını karşılayıp geri yatırmanızı öneririm.
Başka odaya götürüp tv, müzik vs açmak veya beslerken elinizde cep telefonunun ışığına maruz kalması uykusunun açılmasına ve tekrar uykuya geçmekte zorlanmasına sebep olabilir.
Not: Diyelim ki gece bebeğinizi beslediniz ve uyudu ama 30-60 dakika içinde yatağında kıpırdanmaya ve ses vermeye başladı. Her sesini duyar duymaz hemen beklemeden sesinizle veya dokunarak müdahale etmek yerine en azından birkaç dakika beklemenizi öneririm.
Çünkü bebeklerin hafif uyku döngülerinde biraz uyanması sesler çıkarması hatta çok kısa ağlamalar bile normal, birçoğu müdahale edilmediğinde birkaç dakika içinde tekrar uykuya geri dönebiliyor. Ama bir ihtiyacı olmadığı halde ilk duyduğumuz seste hiç beklemeden, onu dinleyip ihtiyacını anlamaya çalışmadan hemen müdahale ettiğimizde aslında genelde farkında olmadan uykusunu açıyor oluyoruz.
Elbette besleneli birkaç saat olmuşsa ve ses verdiği zaman acıkmasının normal olduğunu düşündüğünüz bir zamansa yine 1-2 dakika fırsat verip gidip beslemek normal, ama aç olması muhtemel bir zaman dilimi değilse en az 5 dakika beklemek iyi bir fikir olacaktır.
9. Esnek bir düzen oluşturmaya başlamak
Aslında yukarıdaki noktaları takip ettiğinizde bu düzen kendiliğinden yavaş yavaş oluşmaya başlayacaktır.
Bunlara ek olarak düzen oluşturmada bana göre 3 faydalı nokta var:
- Gündüz uykularından en geç 2 saat sonra uyandırmak ve mümkün olduğunca beslemek için 3-4 saati geçirmemek. Örneğin, sabah saat 7’de uyandıysa ve beslemeye başladıysanız ortalama saat 7.45-8 civarı tekrar uyku zamanı olacak, 2 saat sonra hala uyuyorsa uyandırıp saat 10 civarı tekrar besleme yapabilirsiniz ve gününüz bu mantıkla devam eder. Bu şekilde hem gündüz ihtiyacı olan kaloriyi daha verimli alacağı için, hem de gündüz daha fazla bu şekilde uyanık kalıyor olacağı için, gece daha uzun süreler uyuyabilmesi yavaş yavaş mümkün olmaya başlayacaktır.
- Çok kritik olmayabilir bu ilk 2 ay belki, opsiyonel gibi düşünebilirsiniz ama her sabah hala uyuyorsa saat 7’de uyandırıp güne başlatmak da doğal bir şekilde yavaş yavaş bir düzen oluşmasına çok katkıda bulunabiliyor. Bu sizi çok zorlarsa şu an kasmayın derim ama yapabilirseniz çok güzel bir altyapı kurmaya başlamış olursunuz şimdiden.
- Bir de gündüz uykularında eğer 40-45 dakikada veya daha erken uyanıyorsa elinizden geldiğince odadan çıkarmadan tekrar uyutmak ve uykusunu uzatmak için çaba gösterin. Özellikle de öğlen 12.00-13.00 arası başlayan uykuları için. 15-20 dk denemenize rağmen uyumamışsa elbette kaldırıp güne devam edebilirsiniz, ama kısa uyuduğu için yine kısa bir süre sonra tekrar uyuma ihtiyacı olacaktır, çok yorulmasına fırsat vermemek iyi olur.
Hala kayıt olmadıysanız, 3 Zorlu Uyku Sorunu için verdiğim ÜCRETSİZ çözüm ipuçları serisine de kayıt olabilirsiniz.
Sevgilerimle
Ahu Tükel
Pediatrik Uyku ve Ebeveyn koçu
Çiçek Ailem Kurucusu